
12. Türkiye’de İnternet Konferansı, Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde basladı.
Türkiye’de internetin kurulmasına katkıları nedeniyle “Türkiye’de
internetin babası” olarak nitelendirilen Doç. Dr. Mustafa Akgül,
insanlıgın, sanayi ötesi yeni bir toplum biçimine geçisin sancılarını
çektigini ifade etti. “Information Society veya Knowledge Society gibi ifadelerle belirtmeye çalıstıgımız bu degisimi internet sembolize ediyor” diyen Akgül, sunları söyledi: “Sanayi devrimi insanın kol gücünü çokladı, onun etkin kullanımını mümkün kıldı. İnternetin temsil ettigi bilisim devrimi ise insanın beyin gücünü çokluyor, onun ürünlerinin paylasılmasını, yeniden üretilmesini
kolaylastırıyor.
Bilgi teknolojileri, bilimle bir sarmal içinde birbirini tetikleyerek
gelisiyor. İnternet, bilgi toplumunun tasıyıcısı, ön modeli, katalizörü konumunda. Bireyi ozgürlestiriyor, güçlendiriyor. Hiyerarsik yapıları kırmaya baslıyor. Bu degisimler köklü degisimlerdir. Nasıl sanayi devrimi sancılı olduysa, bilgi tolumuna dönüsüm de uzun ve sancılı olacaktır. 1997’de TCP/IP’yi tasarlayan Cerf’i konferans için Türkiye’ye
çagırmıstık. Gelemedi, ama gönderdigi mesajda kısaca diyordu ki, ’internetin ne yönde gelisecegi konusunda hiç birimizin bir fikri yok’. O nedenle Google’ı, Youtube’u, Facebook’u tahmin edemiyoruz. Youtube’u kuranlardan biri 2 sene sonra vazgeçiyor, ondan 1 yıl sonra milyar dolara satılıyor.” Destekleyecekleribakanlık yok Türkiye’de sistematik, kapsamlı bir bilgi toplumuna yönelis oldugunu söylemenin mümkün olmadıgını ifade eden Akgül, “Türkiye gemisinin rotasını, bilgi toplumuna döndürecek boyutta yapılanma, program ve çaba yok. En basta, siyasal sahiplenme oldugunu söylemek zor. Bilisime sahip çıkma iddiasında olan çok ama bunu hayata geçirecek yapılanma, proje ve çabayla destekleyecek bakanlık yok” diye konustu. Akgül, Türkiye’de bilgi toplumu çalısmalarını koordine edecek kapasitede bir yapılanma da bulunmadıgını savunarak, “Bilgi Toplumu Dairesi yetisemiyor. Sivil toplumu, özel sektörü, üniversiteyi ve basını isin içine çekecek bir kadro yok. Mevcut, Bilgi Toplumu Stratejisi ve eylem planı aslında, e-devlet programıdır. Koordinasyonun DPT’de olusu bunun bir yatırım koordinasyonu olarak algılanmasının sonucudur. Farklı disiplinlerden uzmanları barındıran, esnek, bagımsız, inisiyatif alabilen bir yapı gerekirdi” dedi. MHP Grup Baskanvekili Oktay Vural ise Türk Telekom’un bir strateji olusturulmadan özellestirildigini savundu. Vural, “Türk Telekom’un özellestirme gerekçelerine bakıyorsunuz ama ortada bir strateji yok. Neye göre, hangi stratejiye göre bu özellestirme yapıldı? Yatırım yok, altyapı yatırımı yok, ’kabloyu ayır’ yok” diye konustu. CHP Usak Milletvekili Osman Coskunoglu da teknolojinin kendisi kadar içeriginin de önemli oldugunu söyledi. Coskunoglu, “Teknolojinin yaygınlasması elbette önemlidir ancak içerigin de aynı oranda önemli oldugunu vurgulamak lazım. Hükümet kanadında, somut öneriler ve zorlayıcı güç olusturulması gerekir” dedi. Coskunoglu, bilgi toplumu stratejisi hazırlandıgını ancak bunun islevsel olmadıgını savunarak, “İslevsel olmadıgı, yetkinin DPT’deki bir daire baskanlıgına verilmesinden belliydi” diye konustu. İnternet degi teypnet diyorduk Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı Erol Arkun da internete ilk
baglandıkları dönemdeki sıkıntılarını dile getirdi. İnternete ilk olarak 9,6 kb/s gibi düsük bir hızla baglandıklarını anlatan Arkun, az kapasite çok trafik yüzünden yurt dısına giden ve gelen elektronik postaların günlerce, bazen haftalarca bekledigini belirtti. Arkun, “Bazen yurt dısından teyp kasetine kaydedilerek getirilen dokümanlar, buradaki bir bilgisayar üzerinden ilgili hesaplara dagıtılıyordu, yani biz ona internet degil teypnet diyorduk” diye konustu.