Madem siz paylaşıyorsunuz bi dene de ben paylaşayım.
Baştan uyarayım şarkı saçmalıktan ibaret.
Sevdiğimden değil; üniversite 1'de kantindeki TV'de hergün aynı saatte bu çıkardı oradan aklıma geldi.
Tüplü televizyon, yukarıda köşede asılı. Hatırlarsınız belki bazı kafeteryada özel tavan standları olurdu, koskoca tüplü televizyonu taşırdı he, öyle. Kanal da garip bir müzik kanalı, sanırım kablolu yayın. Bir bu çıkıyor, bir türkü, bir şarkı, bir Şebnem abladan sigara,... hergün aynı sırada aynı şarkılar. Tarz olarak hiç birbirini tutmazdı. Arada bir alevi ezgisi falan çalıp bir de bunun geçtiğini düşünün öyle.
Lakin eskiden ortamlar biz daha genç olduğumuz ve dünyaya bakış açımız farklı olduğu içinmi güzeldi yoksa gerçektenmi güzeldi işte burası biraz tartışmalı gibi
Kesinlikle eskiden daha iyiydi. Zamanın değişmesi hoş anıların üstüne yazdırdığı için duygusallaşıyoruz biraz da. Şimdiki nesil de 20 yıl sonra aynı şeyleri düşünecek.
velociraptor yazdı: ↑16 Kas 2021, 23:48
Lakin eskiden ortamlar biz daha genç olduğumuz ve dünyaya bakış açımız farklı olduğu içinmi güzeldi yoksa gerçektenmi güzeldi işte burası biraz tartışmalı gibi
Eskiden bazı şeylere ulaşmak zordu ve daha keyifliydi.
Bir klibe ulaşmak, bir albume ulaşmak bile emek isteyen şeylerdi.
Tabii gençliğin heyecanı da var.
Artık kültürel ürünler eskisi kadar heyecanlandırmıyor.
Yinede hayata anlam katmak ve oyalanmak gerekiyor bir şekilde.
Nur yüzlü bir ihtiyar, Belh ülkesinin şanlı hükümdarı İbrahim bin Ethem'in muhteşem sarayı önünde durdu. Kapıdaki nöbetçiler, yanına yaklaştılar, "Ne arıyorsun ihtiyar?" diye sordular.
- Ben yolcuyum. Bu gece konaklayacak bir kervansaray arıyorum.
- Yanlış gelmişsin baba. Burası kervansaray değil, hükümdarımızın sarayıdır.
Nur yüzlü ihtiyar ısrar etti:
- Burada gecelemek istiyorum, Tanrı misafiriyim.
Nöbetçiler ne dedilerse onu ikna edemediler. Sonunda hükümdara durumu bildirdiler. İbrahim bin Ethem, "Gelsin bakalım tanıyalım şu ihtiyarı" dedi ve içeriye buyur etti. Ona sordu:
- Burası benim sarayım. Sen nasıl hükümdar sarayını kervansaray diye küçümseyebilirsin? - Nöbetçilerin anlamadılar, sen de anlamıyorsun.
Burası kervansaraydır, istersen sana ispatlayayım.
- Kaç zamandır burada oturuyorsun?
- 3 yıldır. - Senden önce kim oturuyordu?
- Babam; 10 yıl oturduktan sonra vefat etti. - Peki ondan önce kim, ne kadar oturdu?
- Dedem, o da 2 yıl hükümdarlık yaptıktan sonra öldü. - Senden sonra kim oturacak?
- Herhalde oğlum oturur.
Bu cevaplardan sonra ihtiyar güldü ve sözlerini şöyle sürdürdü:
- Sana burasının kervansaray olduğunu söylemiştim. Deden geldi kondu geçti, baban geldi bir müddet kaldı gitti. Sen geldin, sen de gideceksin, yerine oğlun geçecek.
Bu gelip gitmeler devam edecek. Kervansaraylar da yolcuların gelip gittikleri yerler değil mi?