HEAD SHOT!
Sniper Elite V2’nin kapanış demosunda (spoiler vermiyorum, korkmayın) İkinci Dünya Savaşı’nın sona erdiğini ve o noktadan itibaren soğuk savaşın başladığını söylemişti kahramanımız Karl Fairburne bizlere. Ama görünen o ki Nazilerle işimiz henüz bitmemiş, çünkü SE3 ikinci oyundan birkaç yıl öncesini, Kuzey Afrika Cephesi’nde geçen kanlı savaşları konu alıyor. Oyuna başlar başlamaz ilk fark ettiğiniz şey grafiklerdeki gözle görülür gelişme oluyor. Afrika’nın çorak düzlükleri, kayalık geçitleri ve dağ şehirleri hem gündüz hem de gece vakitlerinde oldukça güzel görünüyor. Fark ettiğiniz ikinci şeyse haritaların muazzam büyüklüğü, ki SE3’ü oynamaya değer, iyi bir oyun kılan da bu özelliği zaten.
Eğer serinin önceki yapımlarını oynadıysanız olayımızın az çok A noktasından B noktasına doğru koşturmak, arada çatışmalara girmek ve belirli noktalardan dürbünlü tüfeğimizle çevreye ölüm kusmak üzerine kurulu olduğunu biliyorsunuzdur. Özellikle SEV2’de bu durum daha belirgindi ve bir nevi Süper Sniper gibi bir şeydik. Üçüncü ve son oyundaysa bunun tam tersi bir durum söz konusu. Artık elimizin altında kocamaaaaan, yarı-açık dünya boyutunda haritalar var ve hedefimize nasıl gideceğimiz tamamen bize kalmış. İsterseniz tek kişilik bir orduyu canlandırıp önünüze geleni makineli tüfeğinizle taraya taraya ilerleyin, isterseniz tuzaklar kurup dürbünlü tüfeğinizle vur-kaç taktiği uygulayarak düşmanlarınızı paniğe sürükleyin, isterseniz de gizli gizli ilerleyerek rakipleri bıçağınızla ve susturuculu tabancanızla birer birer, sessizce haklayın. Dilediğinizi yapmakta özgürsünüz. Ama dikkat, düşmanlarımız bu sefer çok daha kalabalık ve uyanıklar. Başınızı siperinizden azıcık çıkardığınızda bile hemen işkillenmeye başlıyorlar, eğer iyice şüphelenirlerse de nöbet yerlerinden ayrılıp bölgeyi araştırmaya geliyorlar.
Nasıl ilerleyeceğimizin yanı sıra hedefimize hangi yolları kullanarak gideceğimiz de tamamen bizim keyfimize kalmış. "Yollar" dedim, dikkatinizi çekerim. Oyunun muazzam genişlikteki haritaları ana görevimize giden üç-dört farklı yol içeriyor ve hepsi de kendi içerisinde ufak tefek çeşitliliklere sahip. Örneğin dördüncü bölümde bir kaleye sızmanız ve içerdeki savaş esirini kurtarmanız gerekiyor. Kaleye ulaşmak için ister haritanın doğu kanadını kullanarak dağ geçitleri vasıtasıyla içeriye girebilir, ister batıya yönelip ahşap bir iskele yardımıyla surları aşabilir, isterseniz de orta kısımda bulacağınız jeneratörün (fırtınanın, uçağın, anonsun ya da uçaksavarın da olabilir) gürültüsünü tüfeğinizin sesini maskelemek için kullanarak yolunuzu uzaktan temizleyebilirsiniz.
HEART SHOT!!
Eğer siz de benim gibi oyunlarda sessizce ilerlemeyi daha çok seviyorsanız yaşadınız, çünkü SE3’te uzun zamandır görmediğiniz taktiksel bir derinlik bulacaksınız bu konuda. Rakiplerinizin işini sessizce bitirebilmek için hangi askerin kimi gördüğünü, alarma sebebiyet vermemek için ilk önce kimi vurmanız gerektiğini, kimlerin araziye daha hâkim bir bakış açısına sahip olduğunu iyice hesaplamalı, taktik yapmalı, taş atarak Nazileri farklı yerlere çekmeli, bıçağınızı konuşturmalı ve cesetleri ortada bırakmamalısınız. Oyun bu yanıyla bana zamanında çok sevdiğim Commandos’un üç boyutlu hâlini oynuyormuşum gibi hissettirdi ve tabiri caizse kalbimi tam on ikiden vurdu.
Daha önceki oyunda olduğu gibi SE3’te de toplanabilir eşyalar var. Ama bu sefer olmadık yerlerde altın külçeleri aramak ve çatılardaki şarap şişelerini vurmak yerine daha makul yollardan yapacaksınız bunu. Her bölümde belirli sayıda asker mektubu, iskambil desteleri, keşfedilmeyi bekleyen Sniper Nest’ler ve gerçekleştirmemiz gereken bir Long Shot var. Ayrıca her haritada en az iki ya da üç yan görev bulunuyor. Bunlar genelde uçaksavar toplarını yok etmek, gizli dokümanları bulmak gibi işler ama oyuna az da olsa renk kattıkları kesin. İşin güzel tarafıysa tam planınızı uygulamaya çalışırken gözden kaçırdığınız birini fark edip oraya ilerlemeniz, derken beklenmedik bir yan görevle karşılaşmanız, hadi onu yapayım derken bir anda kendinizi haritanın öbür ucunda bulmanız… Oradan oraya sürüklenmek oyuna gerçekten de ekstra keyif katmış. Ayrıca bu, oyunu hakkıyla oynayıp her şeyi yapmaya çalıştığınız takdirde her haritanın en az 2-3 saat sürmesini sağlıyor. (Yani oyunu 3-4 saatte bitirmeniz “imkânsız.” Eğer böyle bir şeyi başardıysanız oyunun yarısını bile görmemişsiniz demektir.)
Sniper Nest’leri bulduğunuzda Long Shot için etrafa bakınmayı unutmayın.
TESTICLE SHOT???
Gelelim zurnanın "abi ama yaa!" dediği yereee… yani işin teknik kısmına. SE3 her ne kadar iyi bir oyun olsa da bazen hem yapay zekânın hem de oyun motorunun sapıttığı anlar oluyor. Bazen sandıkların birkaç santim üzerinde, havada asılı duran nesnelerle karşılaşıyorsunuz; duvarların kaplamaları arada bir gidip geliyor; mermileriniz çadır bezlerini delip geçemiyor; iç içe geçip siyam ikizi gibi dolaşmayı âdet hâline getiren Nazilerle karşılaşabiliyorsunuz. Bir de çok nadiren de olsa dürbünlü tüfeğinizle sıktığınız mermi hedefinizin içinden geçip gidebiliyor. En komiğiyse patlattığınız kamyonların, varillerin vs oyunu her yükleyişinizde bir kere daha, büyük bir şevkle patlamaları. Hiçbiri oyunu çökerten şeyler değil ve tek bir quick load ile (ve patlamalar eşliğinde) çözülebiliyorlar ama can sıktıkları da kesin. Bunların haricinde yapay zekânın da ne zaman akıllıyı ne zaman aptalı oynayacağı belli olmuyor. Bazen ölü bir arkadaşlarının dibinden geçip hiç oralı olmayabiliyorlar, bazen de Nazilerden birinin dikkatini çekmek için taş fırlattığınızda haritanın taaa diğer ucundaki adamlar, “Ne oluyor orada?” diye ayaklanabiliyor. Bir de çömelmeyip de normal yürüdüğünüzde ayak sesinizi duyan tüm askerlerin “Düşman var!” moduna girmesine fena kıl oldum. Siz uçarak mı gidiyorsunuz be mübarek? Nereden anladın ayak sesimden düşman olduğumu?? Bu ve benzeri nedenlerden dolayı üzülerek de olsa 1 puanını kırıyorum oyunun.
Oyunda bulduğunuz parçalarla dürbünlü tüfeklerinizin özelliklerini güçlendirebiliyorsunuz.
Sonuç olarak tüm hatalarına rağmen severek oynadığım, beklemediğim kadar iyi bir oyun çıktı Sniper Elite 3. Aslında yeni envanter ekranından, modifiye edilebilir ekipmanlarımızdan ve co-op ile multiplayer kısımlarından da bahsetmek istiyordum ama yerim yetmedi maalesef. Onlar hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz sevgili Sinan’ın hazırladığı İlk 10 Dakikalara bakabilirs… Hey, bir dakika! Nereye gidiyorsunuz yahu? Daha bitirmemiştim ama! Ühü…
OYUN DEĞERLENDİRMESİ :
10 Üzerinden 7+
Künye :Sniper Elite 3
Tür: TPS
Yapım: Rebellion
Dağıtım: 505 Games
Dijital Fiyatı: 49.99 $ (Steam), 72,00 TL (Playstore)
Platform: PC, PS3, PS4, Xbox 360, Xbox One
Ne İyi?
-Sniper mekanikleri hâlâ çok iyi-Devasa haritalar
-Oyuncuya tanıdığı özgürlük
-Keyfinize göre istediğiniz ayarı açıp kapayabilmek
-Grafikler
Ne Kötü?
-Yapay zekânın dengesizliği-Ufak tefek buglar
Kaynak : https://oyungezer.com.tr/
------------------------------------------------------
Video :