GSM operatörleri tüketicilerin kafasını karıştırmak için her yola başvuruyor...
GSM operatörleri bu kezde farklı farklı paket kampanyalarıyla tüketicinin kafasını karıştırmak için ellerinden geleni yapmaya başladı. Tüketiciler ise karışıklıktan bir şey anlamadığı için operatörlerin tuzağına düşüyor.
GSM operatörlerinin sayısı artıp rekabetçi bir ortam oluşunca ödediğimiz fatura bedelleri de düşmeye başladı. Numara taşınabilirliği uygulamaya girince de hemen yıllarca kazıklandığımız operatörü değiştirmeye başladık. Yaşasın rekabet!
GSM operatörleri bu kez, farklı paket kampanyalarıyla tüketicilerin kafasını karıştırmak için ellerinden geleni yapmaya başladı. Neredeyse GSM kullanan tüketicilerinin her biri kendisine birer iletişim uzmanı tutmak zorunda kalacak. Tıpkı avukat ve muhasebeci gibi, bir de iletişim uzmanımız olacak.
GSM şirketlerinde 300 dakika, 400 dakika, 600 dakika, 1000 dakika diye belli ücretleri kapsayan paketlerle kafa karıştırılıyor. Bu yetmiyormuş gibi, her yöne, kendi içinde, sabit telefonlara diye farklı paketler sunuyor. Şaşırıyorsunuz, hangisi size daha az maliyetli olacak.
Ayrıca, “i-Phone ve Blackberry makineleri bizden“ kampanyası ile tuzağa düşürmeye çalışıyorlar. Ona bir de 3G internet ilaveli paketleri ekleyin, sonra içinden çıkabilirseniz çıkın...
Diyelim ki eşinizle birlikte farklı birer paket seçtiniz. Eşiniz sizin dörtte biriniz kadar konuşmadı, fatura geldiğinde bakıyorsunuz eşinizin faturası sizinkinden fazla. Sebebini soruyorsunuz. Aldığınız cevap; efendim o paket böyle. İyi de kardeşim ben ondan iki kat fazla konuşmuşum, onun ücreti neden daha fazla. Başlıyorlar size anlamadığınız bir sürü teknik ifadeleri sıralamaya. Bunları dinleyip sinirleriniz bozulacağına hak etmedikleri parayı tıpış tıpış ödeyip gidiyorsunuz.
Telefonunuzu iptal ettirmek istiyorsunuz. Telefonla ulaşmanız mümkün değil. En yakın ödeme noktasına gidiyorsunuz derdinizi anlatabilmek için ağzınız kuruyor. Aboneliğinizi iptal ettirdiniz, size bilmem ne kadar yine fatura geliyor.
Bu neyin nesi diyorsunuz. Efendim Telekomünikasyon Kurumu’na ödenen bilmem ne bedeli. Tövbe! Onun adı resmen enayi vergisi...
Operatörünüzü değiştiriyorsunuz, eski operatörünüzden telefon üstüne telefon. Bizde bilmem ne paketi seçerseniz bilmem ne kadar kâr edeceksiniz. İyi de, yıllarca beni kazıkladığın için seni bırakıp gittim. Düş yakamdan diyorsunuz, yine de kendinizi onların sinir bozucu telefonlarından kurtaramıyorsunuz.
Sizin seçtiğiniz paket diyelim ki 69 TL sabit olacaktı. Nitekim konuşmanız da o paket kapsamı ile sınırlı. Fatura geliyor, mutlaka seçtiğiniz paketin tutarından bir miktar fazla. Soruyorsunuz; hani benim ödeyeceğim ücret bu kadardı? Neden bu fazla? Alacağınız cevap; efendim bilmem ne ilave edilmiş. Yani anlayacağınız, hiçbir zaman seçtiğiniz paketle uyumlu fatura gelmiyor. Sizler de kuzu kuzu o faturaları ödemek zorunda kalıyorsunuz. Oysa hakkınızı her platformda ararsanız, sizi sürekli söğüşlemeye çalışan o operatör bir daha size bunu yapamaz, yaparsa kendisi zararlı çıkar.
Neden herkese konuştuğu ölçüde fatura gelmiyor. Neden farklı farklı paketler sunuluyor. Bunlara ne gerek var. Eğer iyi niyetliler ise, elbette daha çok konuşana daha indirimli fiyatlandırma yapılacak. Onun da yolu kafa karıştıran paketler değil; örneğin, 300 dakika konuşulursa dakikası bu kadar, 1000 dakika konuşulursa dakikası bu fiyat üzerinden ücretlendirilecektir demek olmalı. O zaman kimse kazıklanamaz. Ama onların gayesi, farklı farklı paketlerle kafa karıştırıp daha fazla söğüşlemek. Bunun adı da “serbest piyasa(!)” oluyor. Serbest piyasa böyle değildir, bunların uydurdukları serbest piyasa böyle.
Vatan
