Hazır bilgisayarla yazıyorken hemen ekleyeyim gece telefonla yazarken bir sürü abuk subuk imla yanlışları oluyor ister istemez.
Şu amerikadaki HAARP teknolojisi çok konuşuldu. Hala belli aralıklarla ısıtılıp ısıtılıp gündeme getiriliyor. Oradaki HAARP teknolojisinin kuruluşunun tek bir amacı vardı başta: Auroraları incelemek ve deneyler yapmak. Dünyanın manyetik kutbuna yakın kısımda gerçekleşen muhteşem doğa olaylarıdır auroralar.
https://www.wikizero.com/tr/Kutup_%C4%B ... klar%C4%B1
Her neyse doğa olayları eskiden beridir insanlığın çok ilgisini çekmiş ve bilimlerin doğuşuna da neden olmuştur. Amerika'daki teknik gelişmeler, özellikle Nikola Tesla adlı "manyetik olaylarla oynamayı seven" bir fizikçi sayesinde farklı boyulara ulaşmıştı; fakat maalesef Tesla, sağlığında çok ilgi çekmeyi başaramamıştır. Öldükten sonra elektro-manyetizma, frekans vb gibi konulardaki çalışmaları bugün kullandığımız aletlerin doğuşuna ve geliştirilmesine neden olmuştur. Auroralar da manyetizma, iyonlar vb gibi konularla alakalı olunca, ABD, HAARP adı verilen bir teknoloji tesisi inşa etti. Bu auroraların incelenmesi, müdahale ediliyor mu, ediliyorsa ne gibi sonuçlara neden oluyor gibi deneyler, testler yapılması gibi amaçları vardı ve çalışmalar bildiğim kadarıyla hala yürütülüyor.
Bu HAARP teknolojisi, birçok kişinin dikkatini çekmişti. Konudan anlayan anlamayan bazı kişiler, bu teknoloji üzerinden komlo teorileri üretmeye başladılar. Bu teorilerin en ünlü ve abartılı olanları ülkemizde oluşturuldu. Bundan yıllar evvel, liseden yeni mezundum sanırım, arkadaşımla bir kitapçıya girdik. Kitapçıya ben polisiye kitap okumak istiyorum dedim. Polisiyeden kasıt, şerlok holms tarzı dedektif romanları idi. Ama adam gitti bana bir kitap getirdi: Aydoğan Vatandaş'ın Kıyamet Teknolojisi: HAARP diye bir kitap. İlk olarak o yıllarda 2001 yılları falandı sanırım, Haarp'ın adını duymuştum. O zamanlar internet falan mı vardı sanki? Oysa ben kitaplardan falan bu teknolojiyi ve ilk üretilen komlo teorilerini çoktan okuyup öğrenmiştim. Bugün ise bir sürü cahil, çıkmış youtube'da orda burda bana manyetizma olayları ile ilgili falan hikayet anlatıyor, hoca olmuş sanki!
Konuyu derinlemesine araştırdığımda haarp teknolojisinin esasen iklim araştırmaları, vb gibi dışardan masum görünen bazı deneylerde kullanıldığını; komplo teorilerinde bahsedilen şeylere dair en ufak bir bulgunun bulunmadığını farkettim. Sadece teoriler vardı ve birileri ağzının suyunu akıta akıta bu teorileri doğruymuş gibi orda burda anlatıyor, video olarak yüklüyordu. Bir defa TEORİ ile KANUN'un farkını bilmiyoruz. Çünkü CAHİL bir milletiz. Evet... Maalesef öyle arkadaşlar.
Haarp teknolojisi denilen sistem, belli sayıdaki anten gurupları kullanılarak, havaya belli frekansta alternatif akım yani radyo dalgası yayma işlemidir. Televizyon yayını, radyo yayını gibi düşünün. Bu yayına gökyüzündeki bulutlar ne tepki verecek, auroralar nasıl tepki verecek bunu araştırıyorlar. Yani aksi orada çalışan biri tarafından itiraf edilmediği sürece silah falan değil. Manyetik dalgaları silah olarak kullanmanız için Gigawatlarca elektrik enerjisine ihtiyacınız vardır. Ne bu güce dayanacak bir elektronik sistem, ne bu gücü kaldıracak anten, ne de bu gücü sağlayacak kaynak dünya yüzeyinde yoktur. Ki Amerika'dan düğmeye basarak Türkiyede'ki insanların aklı okunsun ya da yönlendirilsin. Bu güne kadar manyetik dalgalar vasıtasyla akıl okuma ya da kişiyi etkileme deneyi tarihe geçmemiştir. Çünkü manyetik dalgaların böyle bir özelliği yoktur; yorgunluk, başağrısı, huzursuzluk gibi haller hariç ki zaten aşırı elektronik cihaz kullandığımızda oluşan etkiler bunlar...
haa, insan davranışını etkileyen şeyler yok mu? Var. Nedir, mesela doğruyu söyletici iğne var. Bu iğne gizli servisler tarafından yakalanan kişi işkence ve baskılara dayanıyorsa uygulanan bir iğne. İçindeki kimyasalı bilmiyorum ama sanırım uyuşturucu bir etkiye sahip ve bunu kişiye uygulayınca sorulara doğru yanıt veriyor. Filmlerden aşinasınızdır zaten...
Arkadaşlar bu manyetizma, radyo dalgaları, elektronik falan konusu çok ilgi çekici konular. Bunlar üzerlerinde uydurmalar, hikayeler yazmaya çok elverişli konular. İnsanların ilgisini çekiyor. Birileri de bundan faydalanıyor tabii...
Eğer çevremizdeki manyetik dalgalar, belli bir seviye ve yoğunluğu aşarsa, hüclererimizi sarsmaya, ısıtmaya, hatta elektrik enerjisi üretmesine neden oluyorlar. Örnek olarak bir telin etrafında bir mıknatısı döndürürseniz, bir tür manyetik dalga oluşturmuş gibi olursunuz. Bu manyetik dalga, telin uçlarında gerilim (Volt) oluşmasına neden olur. Bu kanundan hareketle dinamolar, jeneratörler yapılır. Tam tersi, telin uçlarına elektrik enerjisi uygularsanız, bu defa telin etrafında manyetik alan oluşur.
İşte çevremizdeki manyetik dalgalar, vücudumuz üzerinde MR (manyetik rezonans) etkisi oluşturarak, kimyevi dengemizi bozuyor, hatta ileri seviyelerde DNA dediğimiz yapısal özelliklerimizi belirleyen molekülün bozulmasına neden oluyor. Bu bozulma da DNA’nın ve hücrenin çıldırarak gelişi güzel çoğalmasına, vücut tarafından durdurulamamasına, vücuda zehir salgılamasına neden oluyor. Filmlerdeki gibi vücudunuzdan bir yaratık çıktığını düşünün, hah öyle. İşte bu olaya KANSER diyoruz. Mücadelesi günümüzde son derece zor, masraflı ve acılıdır, Allah korusun.
Şimdi anladınız mı, elektronik aletleri neden fazla kullanmamalıyız.
Manyetik dalga gücüne göre
Tüplü televizyon ve monitörler. (Monitör ve televizyonun tüpünün en arkasındaki bobin manyetik üretiyor)
Wi-fi Modemler (içlerindeki anten devresi etrafa kuvvetli internet sinyali yaymak üzere manyetik üretiyor.)
Cep telefonu ve buna benzer kablosuz, telsiz (wireless) iletişim aygıtları.
Listede mikro-dalga fırının olmamasının nedeni, mikro dalganın oluşturulduğu odacık, manyetik geçirmez zırh ve en son fırının dış kaportası diyelim, onunla çevrilidir. Üstelik, mikro-dalga, bir ışın gibi sadece yiyeceğe gider. Etrafa değil. İşlem bittikten sonra yiyecek üzerinde uranyum radyasyonu gibi “parçacık ışınımına” dayanan bir radyasyon kesinlikle yoktur!
İşte durumlar böyle arkadaşlar... Ordan burdan konunun uzmanı olmayan abidik gubidik adamların söylediklerine ve yazdıklarına inanmayın. Uzaylılar konusunda da böyle zilyon tane saçmalık üretiliştir. YOK DEMİYORUM: ancak bulgu ve teoriler hep kanıtsız ve çoğunluğu kişisel düşünce içermektedir. Çok okursanız siz de anlarsınız.
Sağlıcakla kalın...